Algı şu ki;
"Su fakiri değiliz ancak olacağız"
Teması işleniyor sürekli.. Bununla ilgili planlamalar yapılıyor..
Ancak gözlemim şudur ki; aynı modern tıpta olduğu gibi, sebep değil sonuç odaklı işliyor sistem.. Nasıl?
Şimdi ki çalışma şu;
Kirlenen sularımızın daha iyi arıtılması için daha ileri arıtmalara ihtiyaç var..
Atık sularımızda bulunan endokrin bozucu kimyasalların konsantrasyonu eşik sınırlarını aşmış bulunmakta, mevcut arıtma sistemlerinde maalesef bunlar aritilamamaktadir.
O yüzden daha ileri arıtma sistemleri gerekmektedir... Bu hepimizin bakılması istenen çerçeve.. Ancak durum öyle değil.. Sistem kapalı ( dünya atmosferi)
Gezegenimiz var olduğundan beri sahip olduğu su kütlesi değişmedi,
Bu sebeple su bitmeyecek, temiz su kaynaklarını korumak önemlidir, bununda sonuca değil yani, daha ileri arıtma sistemi değil, sorunu başından çözmek, ilaçları azaltmak, kimyasal kullanımını kısıtlamak olmalı ve böylelikle, işletme maliyetleri çok çok yüksek olan arıtma tesislerine ihtiyaç kalmayacak ve bu artırma tesislerinin atiklarini depolamak için baska bir çevre sorunu oluşturulmayacaktir.
Ve bir önemli etkiside bu kadar Gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilip, hasta bir toplum yaratılmayacak olmasıdır.. Ama malesef bu para getirmediği gibi parada götürmektedir.. Her söylenene papağanlar var oldukça Asla bu tür planlamalar gündemde olmayacaktır ki; biz bakış açımızı değiştirmedikce..
Henüz Yorum Yapılmamış